Düğün fotoğrafçılığı tarihi 1840’larda başlamaktadır. O yıllarda fotoğrafın ticari anlamda kullanılması oldukça azdı fakat düğün günü hatıraları yaratma düşüncesi çoktan doğmuştu. Ekipman sınırlamarı nedeniyle düğün fotoğrafçılığı neredeyse yüzyılı aşkın bir süre stüdyodan dışarı çıkamamıştı. 1800’lerde klasik kağıt fotoğrafları, seri fotoğraflar ve fotoğraf albümleri yoktu. Yalnızca Daguerreotype olarak anılan teknikle bakır levhalar üzerinde işlenmiş portre fotoğrafları vardı.

Fotoğraf kağıtlarından önce fotoğrafçılar cam tablalar, teneke yapraklar ve bakır levhalar kullanıyorlardı. 20. yy başlarında renkli fotoğraf üretilebilir olmuştu ancak süreç profesyonel fotoğrafçılık yapan fotoğrafçılar için güvenilmeyecek durumdaydı (1950’lere kadar). Renkler değişime uğruyor ve solmalar yaşanıyordu, bu nedenle fotoğrafçılar siyah beyaz film ile çalışmaya devam ettiler. İkinci dünya savaşı sonuna kadar düğün fotoğrafçılığı teknikleri aynı kalmıştı.

sule_cenk_16

İkinci dünya savaşından sonra adeta “düğün patlaması” yaşanmıştı bu süreçte bir etkinliği fotoğraflama fikri iyiden iyiye sektörde yerini almaya başlamıştı. Düğün patlaması, sözleşme olmadan düğün fotoğrafı çekilmesi gibi karlı fırsatlar yaratmıştı.  Taşınabilir filmli kameralar ve kompakt flaşlar ile fotoğrafçılar düğün fotoğrafları çekmeye ve çekilen fotoğrafları gelin & damatlara satmaya başlamışlardı. Bu fırsatları yakalayan fotoğrafçıların bazıları askeri kökenliydi, fakat taşınabilir kameraların avantajlarını kullanan çok sayıda amatör fotoğrafçıda sektördeydi.

Düşük kaliteli sonuçlara rağmen söz konusu fotoğrafçılar stüdyo fotoğrafçıları ile bir rekabet başlatmış ve onları yerinde hizmet vermeye zorlamıştı. Stüdyo kurulumlarını taklit etme denemeleri ağır fotoğraf ekipmanlarını ve toplu ışık sistemlerini düğün yerlerine taşıma anlamına geliyordu. Fotoğraf filmlerinin pahalı olması düğünün tamamının fotoğraflanması önündeki engellerden biriydi.

düğün fotoğrafçılığı

Stüdyo ışıkları kullanılarak yapılan geleneksel düğün fotoğrafı çekimleri 100 yılı aşkın bir zaman zarfında sürekli uygulanıyordu. Düğün fotoğrafçılığında ışık kullanımı 1970’lerin başlarında herkes tarafından tercih edilen tek yöntemdi. Geleneksel düğün fotoğrafçılığından belgesel düğün fotoğrafçılığına geçiş fotoğraf sektöründeki en dinamik değişikliklerden birisiydi. Ciddi bir beceri, yetenek ve tecrübe gerektiren yeni stil bazı amatörlerin 35mm kameraları ile çektiği bir dizi fotoğraflarla yanlış olarak sektöre sunulmuştu.

Dijital fotoğrafın keşfedilmesi ile birlikte yeni yaratıcı fırsatlar doğmuş oldu. Hafıza kartı kapasiteleri doğrultusunda sayı düşünmeden fotoğraf çekebilme imkanı ve bilgisayar müdaheleleri dijital fotoğrafın en büyük avantajlarından.

Türkiye’de düğün fotoğrafçılığının tarihine baktığımızda gözlerimiz annemiz ve babamızın stüdyoda tek bir kare olarak çekilmiş siyah beyaz fotoğraflarına kayar değil mi ?

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de stüdyo çekimleri ile başlamıştı düğün fotoğrafçılığı. Yeni tarz olarak nitelendirebileceğimiz “belgesel düğün fotoğrafçılığı” Türkiye’de yaklaşık olarak 10 senelik bir geçmişe sahip diyebiliriz. Belgesel düğün fotoğrafçılığının ülkemizdeki gelişimini yüksek oranda facebook’a borçlu olduğunu düşünüyorum. İnsanlar gördükleri, deneyimledikleri ve beğendikleri herşeyi sosyal medya üzerinden paylaşıyorlar. Bu paylaşımlardan en büyük payı alan her zaman fotoğraf ve videolar oluyor.

Sektöre her gün dijital fotoğrafın avantajlarından yararlanan birçok fotoğrafçı dahil oluyor. Bakalım önümüzdeki senelerde “düğün fotoğrafçılığı” trendi ne yöne doğru olacak.

Yorumlar

ÜBERIQ Photo
KAYNAKIQ Photo
Paylaş